Skip links

Çek ile Ödeme Kabul Ederken Dikkat Edilecek Hususlar

ÇEK İLE ÖDEME KABUL EDERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 780. maddesinde çekin unsurları sayılmış ve burada vadeye ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiş olsa da uygulamada fiili bir vade pratiğinin oluşturulduğu bilinmektedir. Elbette bu durum çekin tahsili ve hukuki güvencesi açısından çeşitli riskleri de beraberinde getirmiştir. Özellikle keşidecinin tüzel kişi olduğu durumlarda (ki çoğunlukla böyledir), çekin keşide tarihi ile fiili vade tarihi arasında keşideci şirketin temsil ve ilzama yetkili kişisinin değişmesi gibi olasılıklar doğmakta ve bu husus çekin tahsil kabiliyetini etkileyebilmektedir. Bu makalede, çek ile ödeme kabul ederken dikkat edilmesi gereken hususlar, keşidecinin gerçek kişi veya tüzel kişi olması durumlarına göre ayrı ayrı ele alınacaktır.

  1. Keşideci Gerçek Kişi İse: Gerçek kişiler tarafından keşide edilen çeklerde hukuki güvenliğin sağlanması adına aşağıdaki hususlara riayet edilmelidir:
  • İlk adım olarak keşidecinin kimlik belgesinde yer alan bilgiler kontrol edilmeli ve imzasının kendisine ait olup olmadığı doğrulanmalıdır, mümkünse imza beyannamesi temin edilmelidir. Bunların birer fotokopisi, keşideci tarafından “aslı gibidir” ibaresi eklenerek ve tarih belirtilerek imzalanmalı ve lehdar tarafından saklanmalıdır.
  • İbraz edilen çekin üzerindeki tüm detayların görünür olacağı şekilde fotokopisi çekilerek “alındı belgesi” oluşturulmalı ve aşağıdakiler eklenmelidir:
  • Keşidecinin adı soyadı ve unvanı,
  • Lehtarın adı soyadı ve unvanı,
  • Çekin numarası, tutarı, keşide tarihi, vade tarihi ve diğer önemli bilgiler,
  • Teslim tarihi ve yeri,
  • Keşideci ve lehtarın imzaları.

 

  • 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesinin 5. fıkrası uyarınca bankalar tarafından basılan her çek yaprağı üzerine, çek hesabı sahibinin kimlik bilgileri ile risk durumunun sorgulanmasına imkân sağlayan karekod eklenmesi zorunludur. Çek Kanunu’nun 3. maddesinin 10. fıkrası uyarınca ise lehine karekodlu çek düzenlenen lehtar, teslim aldığı çeki Türk Ticaret Kanunu’nun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder. Bu kapsamda karekodlu çekler Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi tarafından sağlanan sistem üzerinden doğrulanmalıdır. Bu kısım daha çok tüzel kişi keşideciler açısından önem arz etse de gerçek kişi keşideciler yönünden de gereklidir.

 

  • Çekin tahsil kabiliyetine yönelik riskleri minimize etmek adına keşideci gerçek kişinin mali durumu, kredi notu ve banka sicili de araştırılabilir. Bunun için banka hesap özetleri, vergi levhası, Findeks raporu vb. veriler talep edilip incelenebilir.

 

  1. Keşideci Tüzel Kişi İse: Tüzel kişilerde çekin keşide edilmesinden fiili vade tarihine kadar geçen süreçte şirketin temsile yetkili kişisi değişebilir. Şirketin yönetim kurulu değişiklikleri, müdür atamaları veya imza yetkilerinin devri gibi hususlar, çekin tahsil edilmesini riske atabilir. Bu riskleri bertaraf etmek adına aşağıdaki önlemler alınmalıdır:
  • Çeki imzalayan kişinin şirketi temsile ve ilzama yetkili olup olmadığı imza sirküleri incelenerek doğrulanmalıdır. İmza sirkülerinin fotokopisi, yetkili kişi tarafından “aslı gibidir” ibaresi eklenerek ve tarih belirtilerek imzalanmalı ve lehtar tarafından saklanmalıdır.

 

  • İmza sirkülerinin güncelliği ve geçerliliği, Türk Ticaret Sicil Gazetesi ilanları aracılığı ile mutlaka kontrol edilmelidir. Tescil edilen ancak henüz TTSG’de yayımlanmamış değişiklikler de olabileceğinden ilanlar aralıklarla kontrol edilmelidir.

 

  • İbraz edilen çekin üzerindeki tüm detayların görünür olacağı şekilde fotokopisi çekilerek “alındı belgesi” oluşturulmalı ve aşağıdakiler eklenmelidir:

 

  • Yetkili kişinin adı soyadı ve unvanı,
  • Lehtarın adı soyadı ve unvanı,
  • Çekin numarası, tutarı, keşide tarihi, vade tarihi ve diğer önemli bilgiler,
  • Teslim tarihi ve yeri,
  • Yetkili kişinin ve hamilin imzaları.

 

  • 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesinin 5. fıkrası uyarınca bankalar tarafından basılan her çek yaprağı üzerine, çek hesabı sahibinin kimlik bilgileri ile risk durumunun sorgulanmasına imkân sağlayan karekod eklenmesi zorunludur. Bu kapsamda karekodlu çeklerin Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi tarafından sağlanan sistem üzerinden doğrulanması gerekmektedir. Bunun için Findeks Karekodlu Çek Sistemi kullanılmalıdır.

 

  • 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesinin 10. fıkrası uyarınca “Lehine karekodlu çek düzenlenen lehtar, teslim aldığı çeki Türk Ticaret Kanunu’nun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder. Karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişiklikler, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

 

  • Çekin tahsil kabiliyetine yönelik riskleri minimize etmek adına keşideci tüzel kişinin mali durumu, kredi notu ve banka sicili de araştırılabilir. Bunun için kredi raporları ve bağımsız denetim raporları gibi veriler incelenebilir.

Sonuç olarak, çek ile ödeme kabul edilirken keşidecinin gerçek kişi veya tüzel kişi olmasına göre çeşitli hukuki riskler ortaya çıkabilir. Özellikle tüzel kişiler tarafından keşide edilen çeklerde, düzenleme tarihinden itibaren fiili vade tarihine kadar geçen sürede, şirketin temsil ve ilzama yetkili kişilerinde yaşanabilecek değişiklikler, çekin tahsil edilebilirliğini ciddi şekilde tehlikeye sokabilir. Bu gibi durumlar, çekin geçerliliği ve ödeme güvenliği konusunda belirsizlikler yaratabileceği için çekin ödeme güvencesini sağlamada önemli bir sorun teşkil edebilir.

Bu bağlamda, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3 maddesinin 10. fıkrası, tüzel kişiler tarafından keşide edilen çeklerin tahsil kabiliyetinin korunması açısından kritik bir rol oynamaktadır. Zira sisteme kayıtlı karekodlu çeklerde; kayıt tarihinden sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişiklikler, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.

Bunun yanı sıra çeklerin teslim alınması sırasında alındı belgelerinin düzenlenmesi, imza beyannamesi, imza sirküleri ve ticaret sicil kayıtlarının kontrol edilmesi gibi hususlar, çek ile ödeme kabul eden tarafın haklarını koruma adına büyük önem taşımaktadır.

Yukarıda açıklanan pratik tedbirlerin alınması, ilerleyen dönemlerde yaşanabilecek hukuki uyuşmazlıkların önüne geçilmesine yardımcı olacaktır. Böylelikle hem keşideci hem de hamil açısından daha güvenli bir işlem süreci yürütülecek, çekteki ödeme taahhüdünün yerine getirilmesi bağlamında her iki taraf da daha sağlam temellere dayanmış olacaktır.

Daha fazla bilgi ve bu sürecin her aşamasında karşılaşabileceğiniz olası riskler hakkında kapsamlı bir değerlendirme yapabilmek için bir avukata başvurmanız büyük önem taşımaktadır. Hukuki süreçlerde doğru adımlar atabilmek, çekle ilgili işlemlerde haklarınızı güvence altına almak ve olası hukuki uyuşmazlıkları en aza indirgemek adına uzman bir avukatın rehberliği, size en doğru tavsiyeleri sunarak sağlıklı bir sonuç elde etmenizi sağlayacaktır.