Avukat ve Müvekkil Arasında Akdedilen Vekâlet Sözleşmesinden Doğan Uyuşmazlıklarda Görevli Mahkeme
İstanbul ve Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairelerinin avukat ve müvekkil arasında imzalanan vekâlet sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda hangi mahkemenin görevli olacağı ve uyuşmazlığın giderilmesinde hangi mevzuatın uygulanacağı hususlarında verdikleri kararların birbiriyle çelişmesi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2018/3545 E. ve 2018/7887 K. sayılı ve 12.07.2018 tarihli kararı ile konuya açıklık getirmiştir.
İstanbul ve Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nin çeliştikleri temel nokta, avukat ve müvekkil arasında imzalanan vekâlet sözleşmesinin hukuki niteliğine ilişkindir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, avukatlık mesleğini ticari amaçlı değil bir faaliyet olarak değil, bir kamu hizmeti olarak nitelendirerek kurulan sözleşmenin yargısal fonksiyona ilişkin ve nevi şahsına münhasır bir akit olduğuna hükmetmiş ve dolayısıyla uyuşmazlığın 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (“TKHK”) hükümleri uygulanarak giderilemeyeceğine, görevli mahkemenin de Asliye Hukuk Mahkemeleri olacağına hükmetmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ise vekâlet sözleşmesini tüketici işlemi niteliğinde bir akit olarak kabul ederek uyuşmazlığın 6502 s.TKHK hükümleri uygulanarak giderilmesi gerektiğine ve görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olacağına hükmetmiştir.
Yargıtay mezkûr kararında, avukatlık sözleşmelerinin hüküm ve sonuçları itibariyle Avukatlık Kanunu’na tabi olduğunu, Avukatlık Kanunu’nun da Türk Borçlar Kanunu’ndan daha özel bir kanun konumunda olduğunu kabul etmiştir. Yargıtay’ın çelişkiyi gideren asıl tespiti ise şudur: Avukatlık sözleşmelerinin hüküm ve sonuçları itibariyle Avukatlık Kanunu’na tabi olması, bu sözleşmelerin Türk Borçlar Kanunu’nun 502 vd. maddelerinde düzenlenen vekâlet sözleşmelerinden ayrı bir sözleşme türü olduğu sonucunu doğurmayacaktır. Yargıtay, 6502 s.TKHK’da yer alan “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden … gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, … vekâlet, … her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, ifade eder.” şeklindeki tüketici işlemi tanımından hareketle, avukat-müvekkil arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklı ilişkinin niteliğinin de buna göre belirlenmesi gerektiği görüşündedir.
Sonuç olarak, Yargıtay’a göre somut olaydaki sözleşmesel ilişkinin temelindeki işlemin, tüketici işlemi olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre mahkemelerin görevli olup olmadıklarının belirlenmesi gerekmektedir. Eğer sözleşmesel ilişkinin temelindeki işlem tüketici işlemi ise, Tüketici Mahkemeleri görevli olacaktır. Sözleşmesel ilişkinin temelindeki işlem tüketici işlemi koşullarını sağlamıyorsa, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olacaktır.